Göllerin biyolojik zenginlikleri, doğal güzellikleri, kıyıların verimliliği ve fiziki özellikleri; insanların ilk tercih ettikleri ortamları oluşturmuştur. Bu alanların teknolojik gelişmelerle hızlanan tahrip ve yok etme çalışmaları, ekosisteme önemli oranda zarar verecek düzeylere ulaştığı bilinmektedir. Göllerin, tarım ve yerleşim alanlarının dökek yeri olarak görülmesi ve ekosisteme insanların olumsuz müdahaleleri doğal alanlarımızın sürdürülebilirliğinde ciddi kaygıların oluşmasına neden olmaktadır. Göller Yöresinde ki Eğirdir Gölü, denizden 917,7 m yükseklikte tektonik kökenli ikinci büyük tatlı su gölümüzdür. Gölün ekolojik yapısı, çevresindeki 81 yerleşim alanının etkisi altındadır. Bu çalışmada, Eğirdir Gölü’nde insanların son elli yıldır çeşitli nedenlerle sürdürdükleri yanlış müdahalelerin, gölün ekolojik yapısında oluşturduğu olumsuzlukların sonuçlarını ve gölün mevcut yapısının korunmasıyla ilgili çözüm önerileri amaçlanmıştır. Eğirdir Gölü ve çevresinde yürütülen etüt ve gözlemler, havzada konu ile ilgili yaptığımız araştırmalarımız ve literatürlerle desteklenmiştir. Kıta içi rezervuar alanı da olan Eğirdir Gölü’nden, Isparta ili ve ilçelerindeki bazı yerleşim birimleri içme suyu temin etmektedir
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Mart 2006 |
Gönderilme Tarihi | 7 Aralık 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2006Cilt: 23 Sayı: 1 |